Motokaravan İlk Kamp Deneyimi
Karavan hayatı kamp yapanlar arasında son zamanlarda oldukça popüler olmaya başladı. aslına bakarsanız karavan hayatına başlangıç ve beklentilerin karşılanması da tıpkı bir tatil paketi satın almak gibi tercihler ve doğru kararlarla oldukça bağlantılı. Karavan çeşitliliği az gibi gözükse de başlıca motokaravan, çekme karavan ve offroad karavan gibi seçeneklerle karşımıza çıkıyor. Peki hangi karavan size uygun? Bu içeriğimde benim ilk karavan deneyimim olan motokaravanı sizlerle paylaşıyor olacağım.
Motokaravan Nedir?
Halk arasında kampçı minibüsü olarak geçen motokaravan, şoförün yaşam alanını kapsayan yani araç içine kurulu karavandır. Genellikle minibüs, otobüs gibi yüksek tavanlı araçlardan motokaravan yapılmaktadır. Düşük maliyeti ve tasarım çeşitliliği sebebiyle de sıkça tercih edilmektedir. Motokaravanlar hem kamp hayatının hem de günlük yaşantınızın bir parçası oluyor.
Motokaravan Avantajları nedir?
Siz aracınıza binin ve nereye giderseniz eviniz sizinle. Motokaravanın en büyük avantajı hızlı ve park sorunu olmaması diyebiliriz. Diğer en önemli avantajı da çekme karavanların aksine bir karavan görüntüsünden daha çok kendi aracınızı yansıtması. Yani son zamanlarda çekme karavanların kaldırım işgali gibi sebeplerle yaşadığı sıkıntıları motokaravanlarda çok fazla yaşamamamız. Dilerseniz çok hızlı bir şekilde park alanınızı değiştirebilirsiniz.
Mercedes Sprinter Motokaravan
İlk motokaravan kampımı Mercedes markasına ait sprinter modelinde deneyimledim. Aracın konforu yolculuğu iç dizaynı ve ferahlığı da harika bir ilk deneyim yaşattı. Sürücü alanın hemen arkasından sırasıyla oturma alanı, mutfak, dolaplar, tuvalet-banyo ve yatak bölümü bir karavan hayatından beklentilerinizin tamamını kapsıyor. Hatta kamp sırasında denk gelip inceleme fırsatı bulduğum diğer motokaravanlara göre çok daha geniş ve bol eşyalı bir karavan ortaya çıkmış.
Kaz Dağlarında Karavan Kampı
İlk motokaravan deneyimini yaşamak için Yıldız Teknik Üniversitesi’nin düzenlediği Ekoloji kampına doğru Koray’la birlikte İstanbul’dan Kazdağları yolunu tuttuk. Bu kampa davet edilme sebebim hem Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerine doğa ve şehir hayatına üzerine ‘Amacım Şehir Hayatına Virgül Koymak!’ başlıklı söyleşimi gerçekleştirmek hem de mini atölyeler ile öğrencilere bir hobi kazandırmaktı. Bu yüzden standart kamp malzemelerim yanı sıra oldukça fazla ekipmanı da yanımda götürmem gerekliydi. Motokaravanın yatak aldındaki depolama alanı ve dolapların yarısını ekipmanlarla doldurduk. Yolculuk oldukça keyifli geçti diyebilirim. Balıkesir sınırlarına gördükten sonra tavsiye üzerine bir yemek molası verdik.
--Google Reklamları--
-- Yazının Devamı--
Karavanda ilk Gece
Kamp alanınına yaklaştıktan sonra yollar biraz bozulmuştu. Toprak ve çukurlar, ağaçların sarkan dalları sebebiyle daralan yollar ve tek şeritte verilen gidiş dönüş yollar… İlk defa uzun bir araç kullanmama rağmen neredeyse hiç bir sıkıntı yaşamadan bu yolu tamamlayıp kamp yapacağımız alana vardık. İlk tanışma, söyleşi ve birkaç aktivite sonrası gece olmuştu. Karavanın ön tarafından bulunan tenteyi açıp masamızı kurduk ve akşam yemeğimizi Kazdağları’nın soğuk soğularının önümüzden akıp giden manzarası eşliğinde yedik.
Gece biraz soğuk olmuştu. Çadır kamplarında uyku tulumunun içine girip bu soğuğa karşı savunma alırken karavanda bu sıkıntıyı ısıtıcıyı açtığımız tek düğme ile çözdük. Koray arka taraftaki geniş yatakta ben de masanın katlanıp yatak olmasıyla ortaya çıkan bir buçuk kişilik alanda yattım. Neredeyse kendi evimden farksız bir konforlu gece geçirdim.
Sosyal Medya Hesaplarımdan Takip Edebilirsiniz !
http://www.instagram.com/dogadakiyabanci
http://www.youtube.com/dogadakiyabanci